padişah düşünü anlatıp sorar: Tabirci başı biraz düşünür; sonra . Utana sıkıla: ……
“Şerdir, Padişahım” der. “Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ö-lüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.” Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer: “Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!” Tabirci başı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar: ”Hayır mıdır, şer midir?” der.
İkinci tabirci de önce biraz düşünür; ama sonra yüzü aydınlanır: “Hayırdır, Padişahım!” der. “Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz. ”Padişah, ağzı kulaklarında buyurur: “Bu tabirciye iki kese altın verin!” Başından sonuna durumu izleyenler, tabirciye sorar: “Aslında sen de tabirci başı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu ce-zalandırdı da seni ödüllendirdi? ”Tabirci güler: Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine NE söylediğin değil, NASIL söylediğindir.?